25 Mart 2012 Pazar

FIFA TV YouTube'ta


Son yıllarda internetteki veri hızının artması ile web üstünde yayınlanan videoların kalitesinde de artış yaşandı. Bu gelişme sayesinde bilgisayarımızdan veya mobil cihazlarımızdan günün her hangi bir saati, her hangi bir yerde videoları rahatlıkla izliyoruz. Televizyon üreticileri de artık Smart Tv adında televizyonlar üretmeye başlayarak televizyon ile ilgili ezberleri bozmaya başladı. Artık televizyon kanallarının dayattığı gün ve saatlerden bağımsız olarak istediğimiz içeriği dilediğimiz zamanda izleme özgürlüğüne sahibiz.

İnternette video seyretme denince akla gelen ilk video paylaşım platformu You Tube. Dünya çapında birçok kuruluş, You Tube’un bu potansiyelini gördüklerinden dolayı video içeriklerini açtıkları kanallar sayesinde paylaşmaya başladılar. Dünya Futbolunun patronu olan FIFA da bu trend de ayak uydurdu ve FIFA TV ismini verdiği kanal ile içerik paylaşmaya başladı. FIFA TV sayesinde futbol hayranlarının görsel ve işitsel içeriğe daha kolay ulaşması amaçlanmakta.

FIFA Başkanı Sepp Blatter FIFA TV için “ Biz FIFA Dünya Kupası tarihinin en güzel anlarını You Tube kullanıcılarına sunmak ve bu anları beraber paylaşmaya davet ediyoruz.” açıklamışında bulundu. Kanallın öncelikli amacı elinde bulunan arşivdeki videoları paylaşmak olsa da ileriki dönemde kullanıcılar tarafından oluşturulan içerikleri de sunmayı hedefliyor.

FIFA yeni kanallının açılışı ile ilgili yayınladığı tanıtım videosuna ve diğer içeriklere youtube/FİFA adresinden ulaşabilirsiniz.

20 Mart 2012 Salı

STAPLES CENTER'IN ÜNLÜLERİ

Los Angeles Lakes maçlarını seyrederken ilgi odağı sadece oyuncular değildir. Çoğu zaman gözümüz kenarda oturan ünlü simalara da takılır. Molalarda ve maçın durduğu anlarda kameralar hemen tribünlere döner ve yakın plandan ünlüleri çeker. Hele Kaan Kural gibi basketbol dışındaki alanlarda da bilgisi olan bir yorumcu var ise maç birden kültür-sanat programına dönebilir.


Benim gözüm her daim Jack Nicholson'ı arar. Rakip takım bench'inin hemen arkasında yerini alan Jack, olmadığı maçlarda sanki takım sahaya bir eksikle çıkmıştır. Aşağıdaki infografik ünlülerin Staples Center'daki yerlerini gösteriyor. Başarılı bir çalışma olmuş artık kimin nerede oturduğunu daha rahat takip edebiliriz. 



16 Mart 2012 Cuma

Hart O Gol Kaçar mı?

Serde Kalecilik olunca maçlarda en çok ilgimi çeken mevkide burası oluyor. Özellikle bir kaleci gol pozisyonuna giriyor ve başarılı oluyorsa ayrı bir sevinirim. Geri kalan 10 oyuncunun yapamadığını yapmaları çok eğlenceli oluyor. Dün akşam oynanan Manchester City - Sporting Lizbon maçının son dakikalarında Man. City kalecisi Joe Hard öyle bir gol kaçırdı ki saç baş yoldurdu. Gol olsa tur Man. City'nin olacaktı. düşünce güzeldi en azından :)

Not: "Dünyada Casillas'dan sonra en formda kaleci bence Joe Hart"

Joe Hart büyüksün.

Kalecilerin attığı goller.

12 Mart 2012 Pazartesi

Dünya Atletizm Şampiyonası 2012 Sonuçlar ve Eksiklikler


Dünya Salon Atletizm Şampiyonası 2012’ye ev sahipliği yapan İstanbul önemli bir organizasyona daha imza attı. Üç gün boyunca Dünyaca ünlü atletlerin yarıştığı şampiyonada iki Dünya Rekoru kırılırken birbirinden çekişmeli yarışlara da sahne oldu. 

İkinci gün Ataköy Spor Salonunda yarışmaları takip ettiğim sırada yazdığım yazının ardından detaylı bir yazı yazmak istedim. Öncelikle üç gün içinde öne çıkan olayları hatırlayalım.

Şampiyonada birinci gün yarışları sabah ve öğle olmak üzere iki seans halinde yapıldı. Açılış töreni Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla öğle seansı başlamadan önce gerçekleşti. Sönük bir açılış gerçekleşti açıkçası. İlk gün sadece iki dalda finaller yapıldı.(Erkekler Güle atma ve Kadınlar Pentathlon) İlk günün önemli olayı ise Kadınlar Pentathlonda Ukraynalı Nataliya Dobrynska’nın 5013 toplam puanla dünya rekoru kırmasıydı. Ayrıca mesafe yarışlarında tabancanın yankı sebebiyle iki kez duyulduğu ve bunun da atletleri şaşırttığı yönündeki eleştiriler tartışma konusu yarattı.

İkinci gün sabah seansında elemeler, öğle seansında ise final serileri koşuldu ve 11 dalda madalyalar sahiplerini buldu. Şampiyonadaki ikinci dünya rekoru, Heptathlon dalında da 6645 puan ile ABD’li Ashton Eaton’dan geldi. Toplamda 6645 puan kazanan Eaton salondan zafer ile ayrıldı. Erkekler 60 metrede Justin Gatlin kazanırken, Kadınlar 60 metre Engelli yarışında mutlu sona Sally Pearson ulaştı. Ataköy Atletizm Salonu 400 metre Kadınlarda bir geri dönüşe sahne oldu. Altı yıllık aradan sonra ilk kez yarışan Sanya Richards-Ross birinci olarak önemli bir başarı kazandı. 


İkinci günde ülke olarak büyük gurur yaşadık. 1500 metre erkeklerde İlham Tanui Özbilen gümüş madalya kazanırken, 1500 metre kadınlarda ise Aslı Çakır Alptekin bronz madalya kazandı. Bu başarılar ile birlikte Türkiye Dünya Salon Atletizm Şampiyonları tarihinde ilk kez madalya kazandı.

Üçüncü gün ise tek seans yapıldı. 12 dalda madalyalar sahiplerini bulurken günün en ilgi çeken ismi Kadın Sırıkla Atlama efsanesi Yelena Isinbayeva’ydı. Tribünlerin desteğini alan ünlü atlet çokta zorlanmadan altın madalyayı kazanırken 5.02 metrelik dünya rekoru girişiminde maalesef başarılı olamadı. Yarışma sırasında ufakta bir tatsızlık yaşandı. İlk atlayışını gerçekleştirmek için piste çıkan Hanna Shelekh atlayışı sırasında kayarak minder dışına düştü. Sakatlık geçiren sporcuya ilk yardım yapıldıktan sonra hastaneye götürüldü.

Son güne diskalifiye kararları damga vurdu. 3000 metre Erkekler Bernand Lagat’ın zaferiyle sonuçlanırken üçüncü olan Edwin Soi diskalifiye edilince bronz madalya Mo Farah’a verildi. Kenya’nın yaptığı itiraz sonucu karar geri alındı ve bronz madalya tekrar Soi’ye geri verildi. Erkekler 4x400 metre Bayrak yarışında birinci olan ABD takımı da pozisyon ihlali yüzünden diskalifiye edildi ve Büyük Britanya birinci ilan edildi. Ancak yapılan itirazlar sonucu karar iptal edilerek tekrardan madalya ABD’ye verildi.

Şimdi gelelim izlenimlerime daha doğrusu olumsuzluklara. Açıkçası yarışmaların çekişmesi ve coşkusuna gölge düşüren birçok eksik vardı. Öncelikle Ataköy Spor Salonunun kısa sürede yapılmak zorunda olması ve gerekli genişlikte alana sahip olmaması sorunları da beraberinde getirmiş. Seyirci girişleri salonun tek bir tarafından yapılıyor. Giriş kapılarının olduğu alan ise o kadar dar ki güvenlik aramasında oluşan sıkışıklık dar olan koridoru tamamen kapatıyordu zaman zaman.


Tribünler yine yer darlığından dolayı dik bir açıyla inşa edilmiş. Oturma yeriniz yukarılarda ise merdivenleri çıkarken, atletler kadar efor sarf etmeniz gerekiyor açıkçası. Bir mekânı en iyi tanımlayan yer tuvaletleridir. Tuvaletler maalesef çok küçük ve sayıca yetersizler. Seyircilerin en yoğun olduğu yerdeki erkek tuvaletinde pisuar yok iken iki kabin vardı sadece. (Birinin Alaturka olması cabası) 

Büyük spor organizasyonlarının olmazsa olmazı olan saha dışı etkinlikler neredeyse hiç yoktu.(Hatta yoktu.) Sinan Erdem Spor Salonu’nun önüne konan birkaç tane çadır vardı ama bu çadırlar genellikle kapalıydılar. Salona olan uzaklığı da ayrı bir tuhaflık. Salon içindeki mağaza bozması odada duran şampiyonanın lisanslı ürünleri, “depoya bile böyle konulmaz” dedirtiyordu insana. Yani anlayacağınız lisanslı ürün satışı da bir fiyaskoydu.

Yiyecek ve içecek satan büfe ikinci gün saat 11.00’de (Sabah seansı başladıktan bir buçuk saat sonra) açıldı. Birçok seyirci isyan noktasına geldiği sırada birkaç iyi niyetli temizlik görevlisinin satış yapmaya çalıştığını duydum daha sonra.

Son olarak çıkışlar sırasında yaşanan bir aksilikten  bahsetmek istiyorum. Isınma yeri olmadığı için atletler Sinan Erdem Spor Salonunda ısınmak zorunda kaldılar. İki salon arasına yapılan seyyar tünellin kapadığı yola daracık bir köprü konmuş. Toplu halde dağılan seyirciler bu köprünün darlığından dolayı geçmekte zorlandılar. Buna birde ters yönden gelenler eklenince köprü üstünde ve etrafında yoğun bir kalabalık oluştu.

Pist içinde çok büyük bir profesyonellikle süren şampiyonanın TV’de gözükmeyen arka planı tamamen rezaletti. Olimpiyatlara aday olan bir ülke olarak bu tip salonlar ve organizasyonlar ile şansımızı azalttığımız kesin. 

Umarım bundan sonraki organizasyonlar için yapılacak salonlar ve tesisler zamanında tamamlanır ve böyle kötü görüntüler yaşanmaz.

Dünya Salon Atletizm Şampiyonası Sonuçları

Detaylı İstatistikler için: www.iaaf.org

10 Mart 2012 Cumartesi

Dünya Atletizm Şampiyonası İlk izlenimler ve 2. Gün Fotoğrafları

Dünya Atletizm Şampiyonası 2012 için sabahın ilk saatlerinde Ataköy Spor Salonunun yolunu tutuk eşimle. Salona geldiğimizde ilk karşılaştığım (daha doğrusu karşılaşmadığım) salonun etrafında organizasyon ile ilgili her hangi bir etkinliğin olmayışıydı. Salon içinde olabileceğini düşünerek giriş yaptım.

Güvenlik önlemleri klasik futbol maçı kıvamındaydı. Pozuk para aramasından sonra içeri giriş yaptık ama dışardaki manzara içeride de değişmedi maalesef. Salon o kadar kısıtlı bir alana yapılmış ki koridorlar daracık. Hediyelik eşya satan bir stand vardı oda çok sönük durmakta. Oyalanacak bir yer bulamayınca tribünlere geçtik. Yine alan sıkıntıs nedeniyle tribünler çok dik yapılmış. Benim gibi yeri yukarıda olanlar pistekiler kadar efor harcayıp çıkması gerekiyor merdivenleri. Bu arada kafeteryaların yarışlar başladıktan bir saat sonra bile kapalı olması dikkat çekici.

Gönüllü çalışan görevli arkadaşlar gördüğüm kadar işlerini iyi yapıyorlar. Üniversite öğrencilerinden seçilen ekip amatör bir ruh ile profesyonelce çalışıyor. Yarışlara geçecek olursak Dünya Şampiyonası havasını çok iyi hisediyorsunuz. Dünya çapındaki atletleri yakından görmek çok güzel. Organizasyon anlamındaki sıkıntılar dışında pisteki mücadele için gelinmesi ve seyredilmasi gerken bir şampiyona.





9 Mart 2012 Cuma

İSTANBUL 2012 FOTOĞRAFLARI

Kadınlar Yüksek Atlama - Norveçli Angelse

Kadınlar 3000 metre

Kadınlar Yüksek Atlama


Kadınlar Yüksek Atlama - İsveçli Green Tregaro

1500 metre yarışı - İlham Tanui Özbilen 
Fotoğraflar için Burak'a teşekkürler.@burakodal

DÜNYA SALON ATLETİZİM ŞAMPİYONASI 2012 İSTANBUL

14. Dünya Salon Atletizim Şampiyonası 2012 İstanbul bugün yapılacak yarışmalar ile başlıyor. 172 ülkeden 683 atletin katılacağı şampiyona bu yaz düzenlenecek olan 2012 Londra Olimpiyatları önemli bir hazırlık olacak. Olimpiyat oyunlarına katılacak bir çok atlet form durumlarını İstanbul'da test etme fırsatı yakalayacak.

Salonun yapımı sırasında bir çok tartışma yaşandı organizasyon öncesi. İlk başta Sinan Erdem Spor Salonunda yapılması düşünülen organizasyon, 2010 Dünya şampiyonası için yapılan tadilatların neticesinde atletizm yapılmaya elverişsiz hale geldi. Bunun neticesinde hemen yanında bulunan alana yeni bir salon yapılmaya başladı.  Ülkemize özgü bir başarı ile son güne kadar çalışılıp yetiştirildi salon. Bu konuyu bir kaç ay önce detaylı olarak yazmıştım.

Artık olumsuzlukları konuşmayı bir tarafa bırakıp Atletizm izlemenin ve konuşmanın sırası geldi. İlk gün yarışlarını maalesef kaçırıyorum ama ikinci gün salonda olacağım. Spor salonunda görevli olan arkadaşlardan görsel malzemeler temin edersem blogda yayınlamaya çalışacağım. Herkese atletizm dolu bir hafta sonu diliyorum.