17 Mayıs 2010 Pazartesi

Çekirge Kaç Kere Sıçrar…

Dün akşam televizyon karşısında heyecanlı dakikalar yaşadık. Bir kısmımız Fenerli bir kısmımız Bursalıydık. Bursa taraftarı dışındaki Bursalılar kendi takımlarının yenilgisini bile umursamadılar ki onlardan biriyim. Sabah iş yerimize geldik ve Fenerli arkadaşlarla şakalaştık, özellikle anons skandalı ile ilgili espriler havalarda uçuştu. Koltuğuma oturana kadar bu tebessümüm devam etti.

Skandalı bir kenara bırakırsak üç büyükler olarak başımızı öne alıp düşünme zamanı geldiği açıkça ortada. Son üç senede şampiyonluk yarışı veren takımlara baktığımızda iki tane üç büyüğü yan yana göremiyoruz. Ve bu üç sene de devamlılığı olanını da göremedik. Her sene bir tanesi bir Anadolu takımıyla şampiyonluk için yarıştı. Çekirge iki kere sıçradı, üçüncü sıçrayış Fenerbahçe’nin başına geldi. Geçen sene Beşiktaş’ın ya da bir önceki sene Galatasaray’ın da başına gelebilirdi. Ligi kendi tekellerine alan bu üç kulübümüz, büyük bir kibirlilikle yıllarca şampiyon oldular. Arada kafasını çıkarmak isteyen Anadolu takımlarını ekonomileriyle ezdiler. Günümüze geldiğinde ekonominin önemi her geçen gün artmakta fakat futbol o kadar güzel bir oyun ki bize ders vermek ve her şeyin para olmadığını göstermek için fazla sabredemedi.

Üç büyükler son on yılda spor pazarlaması alanında çok büyük yol kaydettiler. Takımların gelirleri hatırı sayılır şekilde arttı. Tarihte olmadığı kadar para futbol’un içine girdi. Bu hızlı değişime bence hazır değildik. Artan gelirler sayesinde eski zamanlarda hayal edemeyeceğimiz transferleri yaptık. Yerli ve yabancı futbolculara milyonlarca dolar verildi. Adeta bir çılgınlık yaşanmaya başladı. Dünya yıldızları (Birçoğunun emeklilik yaşı gelmiş) gelmeye başladı ülkemize. Peki, sonuç ne oldu? Ligin başında havalimanında omuzlarda gelen futbolcular sezon sonunda bir de üzerine tazminat alıp tek başına havaalanından yurdu terk ettiler. Harcanan bu paraları kimse sormuyor maalesef. Milli servet gidiyor diye çığırtkanlık yapmıyorum ama sonuç ortada. Diğer yandan Anadolu takımlarının birinde sivrilen ortalama bir oyuncu iki üç kulübün bir birleriyle yaptıkları yarış yüzünden hak etmediği ücretlerin üstünde paralar alamaya devam ediyorlar. Anadolu’dan büyükşehre gelen bu gençler bir anda kendilerini parıltılı bir dünyada buluyorlar. Bu büyük değişime ayak uyduranlar azınlıkta olmakla beraber çoğu eski performanslarının çok altında kalıyorlar. Yıllardır yirmi yaş altında derece alan gençler nedense A takım seviyesinde başarı kazanamıyorlar veya devamlılık sağlayamıyorlar. Sonuç olarak seyir zevki düşük bir lig karşımıza çıkıyor. Tek heyecanımız son haftada belli olan şampiyonluklar oluyor. Avrupa’dan her hangi bir maçın seyir zevkiyle bizim maçlardaki seyir zevki sizce aynımı?

Türk futbolunun üç lokomotifi şimdi başlarını öne eğecekler ve düşünecekler nerde yanlış yaptık diye. Artık üç kuruşluk performanslara milyon dolarlar verilmemeli. Unutmayalım ki bu harcanan paralar taraftarın cebinden çıkıyor artık. Gece boyunca stadyum önlerinde bilet bekleyen ve bu biletlere yüksek ücret ödeyen taraftarlar, karşılarında bu kadar kötü futbolu görmeyi hak etmiyorlar.

Bursaspor’a gelince kendilerini gönülden tebrik ederim. Tüm olumsuz şartlar da dahi futbolu futbol gibi oynadıkları çeneleri yerine ayaklarını konuşturdukları için teşekkür ediyorum. Umarım bu son şampiyonlukları olmaz ve yeniden yakılan bu meşale hiç sönmez.