27 Aralık 2010 Pazartesi

Yazıklar Olsun


Bu gün yine kalbim sızlıyor ve kahroluyorum. Bir Galatasaraylı olarak dünkü kavgada sahaya inenlerle aynı takımı tutuğum için utanıyorum. Bu denyolar takımlarına nasıl bir zarar verdiklerini kestiremeyecek kadar beyinsizler. Karşı takım ne yaparsa yapsın bizim kendi tesisimize gelmiş, yaşları daha 18 bile olmayan çocuklara bu tip davranışın bahanesi olamaz.

Kaldı ki yarın kendi evlatları Samandıra da saldırıya uğradığı zaman ne hissedecekler. Bu tip bir davranış iki kulüp taraftarlarını birbirlerine olan nefretlerini ne boyutlara getirir, bu salakların haberi var mı? Yarın sokakta forması yüzünden öldürülen taraftarlar görürsek şaşırmamak lazım. Ayrıca efsane oyuncumuz Metin Oktay’ın adını taşıyan bir yerde böyle bir olayın yaşanması da utancımızı ikiye katlıyor. Centilmenliğiyle bizlere örnek olan bir efsanenin isminin yanına bu olay yakışmadı.

Şimdi yönetimi eleştirmek için fırsat çıktı denilecek ama şu iki senede başımıza gelmeyen kalmadı. Basketboldaki Cemal Nalga skandalı, yeni stadın yapımın da yaşanan sıkıntılar ve duraksamalar, futbol branşın da yaşanan başarısızlıklar, yönetim kurulunun içinde yaşanan olaylar vesaire Galatasaray’ın imajına yeterince zarar vermişken şimdide bu olay üzerine tuz biber oldu. Ve bunca olaya rağmen yönetim ayakta kalabiliyor. Her halde dünya da başka bir ülkede böyle bir tablo karşısında hiçbir yönetim duramaz. Ama bizde siyasi partiler, dernekler, vakıflar ve birçok yerde olduğu gibi spor kulüplerinde de koltuğa nasıl yapışılıyorsa kolay kolay ayıramıyorsunuz.

Sonuç olarak bende Fenerbahçe’ den ortalama bir Galatasaraylı kadar hoşlanmam. Tabii ki duygular karşılıklıdır. Ama bu karşılıklı hoşnutsuzluk, futbolu ve tutuğumuz takımı bu kadar çok sevmemizin nedeni değil mi? Bir Fenerli Galatasaray’dan, bir Galatasaraylı Fenerli’ den hoşlanmaz bu da rekabeti doğurur. Birbirimizi sevseydik zaten her maçı berabere bitirildik. Önemli olan sevmek değildir, rakibe saygıdır.

Biz ülke olarak saygımızı kaybetmiş durumdayız. Bu o kadar büyük boyutlardaki kendimize olan saygımızda yok olmuş durumda. Sahaya inip ağız burun kıran denyolar kime zarar verdiklerinin farkında olsalar da umursamayacaklardır. Yarın kahveye gidip biz dövdük çoluk çocuğu deyip hava atacaklardır. Bir de yaptıklarını haklı çıkaracak ikide bahane oldubitti.

Hayatın her alanına girmiş olan şiddet bizleri pençesine almış durumda. Trafikte, iş yerinde, evde, stada veya mecliste fark etmiyor. Bu nesil için geç kaldık ama bu gün doğan bebekler için artık bir şeyler yapmalıyız. Bu nefret tohumunu onlara en az şekilde aktarmalıyız. Günlük önlem ve tedbirlerle bu sorunu aşamayacağımız ortada. Artık Fair Play içinde yaşamak istiyoruz.

Şiddete maruz kalan genç arkadaşlara bir Galatasaraylı olarak özür dilerim…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder