Söylemesi kolay bir cümle: Dünyadaki ilk 100 tenisçi arasına girebilmek... Marsel İlhan ve İpek Şenoğlu'ndan bahsediyorum. Bu 2 sporcumuzun tenisteki başarılarını hala benimseyemedik. Tenis dünyasında 2 Türk'ün zirveye oynamaya başlaması bizim inanacağımız tarzdan bir şey değil galiba. Kendi becerilerimizi o kadar çok küçümsüyoruz ki Wimbledon' da bir Türk'ün oynaması peri masalı gibi geliyor bize. Rafael Nadal, Roger Federer veya Maria Sharapova'yı izlemeyeniniz yoktur; fakat sıra bizimkilere gelince izlenme oranları biraz daha düşüyor gibi. Biz izlemesekte dünya bizim tenisçilerimizi izliyor, tanıyor ve değer veriyor. Her tenisçinin maç yapmak için can attığı Roger Federer'in Marsel'le tanışmak için odasına gelmesi bu değerin kanıtıdır. Kendi ülkesinde tanınmayıp, yurt dışında tanınmak denkleminin bir açıklaması varsa, o da ilgisizliktir. Maalesef bizde futbol dışındaki sporlar fazla rağbet görmemekle birlikte, birincilik hariç her mevki başarısızlık olarak kabul görmekte.
İpek Şenoğlu'nun 12 yaşında Wimbledon'da oynama hayaline çevresindekilerin gülmesi çokta şaşırtıcı gelmiyordur size.. Durum böyleyken Türkiye'de dışarıya çıkıp Marsel kimdir diye sorsanız, yabancı bir boksördür cevabı alırsanız sakın şaşırmayın, çünkü hala gözlerimiz kendi değerlerimizi görmekte zorluk çekiyor. Yakın bir zamanda bu 2 sporcumuzu teniz dünyasında daha üst sıralarda göreceğimizden eminim. Galiba onlar daha üst basamaklara çıktıkça ülkemizde de tanınacak ve emekleme aşamasında olan Türk tenisi, yeni yetişecek genç tenisçilerle büyümeye aşamasına geçecektir.
Kaynak: http://www.sporlog.com/yazi/federerin-onurlandirdigi-adam-atp-96si-marsel-ilhan-ve-dahasi/- http://www.ipeksenoglu.com/
Caner ilk yazın için seni tebrik ediyorum. Bu blogu açarken tek başıma olmak istemiyordum. Umarım senin de katkınla payleşımlarımız daha da artar.
YanıtlaSilİyi çalışmalar
Teşekkür ederim Burak Abi. Benim için büyük bir zevkti. Yazdıkça daha iyilerini ortaya çıkartmaya çalışacam...
YanıtlaSil